Cumartesi, Ocak 13, 2007

Ek-si-bir


Kaybolmuşum.
Kendimi evin penceresinin önünde buldum; duruyordum. Eksi 1 evlerinden ufuk görünmez, ama ne artı 5'ler gördüm, hiçbir şeyin görünmediği...
1) Siyah boyalı ahşap bir sandalye: Her ağacın altında kuru whiskas bulmaktan bıyıkları havada dolaşan mahalle kedilerinden biri devirmiş, yerde şu an. Sandalyenin siciline bakınca, Bostancı'daki eve uzanıyor ki, on seneyi çoktan geçmiş benimle tarihi. Bir de öncesi var. Karşı dairemizde tek başına yaşayan bir teyze vardı; kadıncağızın suratıyla aynı anda, horozlu saati aklımda. Her saniyede gerdan kıran horozlu saatlerden. Çok uzun bakardım ona. Onun evine gitmeyi severdim, şekli şemali tıpa tıp aynı olan apartman dairelerinin farklı eşyalarla, kolonyayla beyaz sabun arasındaki o farklı yaşlı kokusuyla nasıl başka bir yere dönüşebildiğini görmek tuhaf gelirdi. Öldüğünde çocukları eşyaları dağıtıyorlardı, bu sandalyeyi kapıya mı koymuşlardı?
2) İncir ağacında battaniye: Yabani incirin yaprakları döküldüğünde iyice ortaya çıktı, yaz başında kim bilir hangi dairenin çamaşır iplerinden kendini kurtarıp da dallar arasına asılan o battaniye. Çıplak ağaçta, ibreti alem için tutulan bir idamlık gibi görünüyor, yağmurlarda rengi değişiyor, ağırlaştıkça dalları aşağı çekiyor, mahallenin bütün battaniyelerinin rüyasına giriyor.
3) Sağ kolum kadar bir dal parçası: Çitlembikten mi, incirden mi, tanımıyorum onu.
4) Gemici feneri: Hayatında hiç açık deniz görmemiş, odaları ya da bahçeyi aydınlatan bir fener. Dışarıda durmaktan paslandı biraz, yaşlılık ona yakıştı.
5) Kurumuş fesleğen: Mıncıklanmayı seven bir bitki, ilk aldığımda o kadar sıktı ki yaprakları, gözümü kapatıp tuttuğumda başka bir şey gibi gelebiliyordu. Yapraklarından yemişliğim de var ayıptır söylemesi. Mıncıklanmayı seviyordu...
(Rakım Nina Simone, an itibarıyla "Don't Smoke in Bed", fotoğraf yaz vakitlerinden)

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Bu incir ağacı meselesi bana
"babam kendini bahçedeki incir ağacına astı"
ile başlayıp
"ne yapayım kestiniz incir ağacımı"
diye biten bir hikayeyi hatırlattı.
.
.
z