Cumartesi, Haziran 20, 2009

Bayatımsı

Dün gazete sorduğum bakkal ailesinden anne "Gazete yarın gelir, en geç öbürsü gün" dedi. Bugün de pil alırken "Bayat değil, di mi?" diye sordum, daha çok bir kanarya cinsinden gelmişe benzeyen kızı şakıyarak "Yok, bu sene geldi" dedi. Sustum.
Buralarda böyle bir ritm var. Döndüğümde Beşiktaş'ı böyle bulacaksam gelirim. Kazan'da hesaplar benden o zaman...

Cumartesi, Haziran 06, 2009

Kesişim teorisi

Sözlük anlamıyla işler çıkıyor, güçlükler oluyor sonra... Canım çekmiyor, bizatihi onu çekmiyor yahut hiçbir şey yapasım gelmiyor, vakit çok geniş gibi geliyor, inandırıcı ertelemelere çok çabuk teşne olabiliyorum. Velhasıl çok istediğim bir filmi son haftasında sekiz kişiyle birlikte izleyebiliyorum. İşte ben bu kısmını çok merak ediyorum. Benim dışımdaki o yedi kişinin başına neler geliyor, teker teker onları o filme tam da o gün gitmeye sevk eden ne?
Kendimize tatil olsun diye bir güzellik paket düşünüyoruz, bir yerlere gidiyoruz mesela. Ona buna soruyoruz, bildiklerimizi gözden geçiriyoruz, gerekirse google'lıyoruz, yazın bir vakti, memleketin bir köşesinde bir grup insanla kesişiyoruz. Kaç kişiyse onlar, o kadar merak ediyorum ki onları oraya sürükleyen aşamaları bir bir...
Biz nasıl kesişiyoruz?
Ecnebi bir memlekette kaybolmak hakikatte kabusum değildir; bile isteye kaybolup haritada koordinat bulmaya gayretten hoşlanırım bilakis. İkidir rüyamda bilmediğim ülkelerde kayboluyorum. Elimdeki harita gördüklerimle tutmuyor, trende duraklar eşleşmiyor, nerede ineceğimi bilmiyorum, akşamlar oluyor, havalar kararıyor, neresi olduğunu bilmediğimi bir yere geç kalıyorum.
Kaldı ki, orada bile birileri var etrafta. İşte onu da merak ediyorum. Biz nasıl kesişiyoruz?