Perşembe, Mart 29, 2007

İnanç dünyası bir tür

Geçen hafta sonu bir yağmurlu kış, bir güneşli bahar üst üste bindi, zaten bir süredir gelişim için pedagojik desteğe ihtiyaç diyan bitki camiası iyiden sapıttı. Pencereden görünen yabani incirin kuru dalları, 'İnanç Dünyası' kurgu efektiyle, dikkatli baksan hareketi izleyebileceğin hızda yeşillerle doldu. Nasıl parlak, nasıl saydam bir renk o öyle; önce kuru tarçın şeklinde büzülüyken yapraklar, öğleden sonra baktım, botanik kitaplarındaki formlarıyla yerlerindeler...
Bazen eve geldiğimde, gece geldiğimde, gece geç geldiğimde, kapıyı anahtarla açtıktan sonra, içeri girip ışığı açana kadar bir süre geçiyor. Bazen bu süre uzuyor. Kapı kapalı, ışıklar sönük. Ben içeride miyim, eve geldim mi belli değil. Ben yokken ev böyle duruyor diye düşünüyorum. Dolap kapakları, uçlarından ip atmış kilimler, diş fırçaları, yerine konmamış yastık kılıfları böyle duruyormuş diyorum. Belki üst kattan gülüşmeler indi aşağı ben yokken, belki buzdolabı yine Sanayi Devrimi'nin erken zamanları seslerine döndü, sonra düzeldi. Aceleyle açık unuttuğum bir parfüm şişesinden bir bulut yükseldi, iki buçuk saat havada durdu, çözüldü sonra; ben yoktum. Akşamdan kalma bulaşıklı iki tabağın arasında kalan salçalı yoğurtlu sıvı ağırlaştı, gittikçe koktu. Belki bir patates küflendi. Çok kötü kokar patates küflenince...
Yıldız Parkı'nın içinde Park ve Bahçeler Müdürlüğü gibi idari bir birim var. Fakat mevzu park ve bahçe olunca kamu kuruluşu, menekşeli, sıklamenli, şahane bir bahçeye sahip. Yandaki dev sera ve dışındaki dizi dizi dizilmiş fidelerden tatlı bir rayiha yayılıyor. Bahçe düzenlemesinde gayet enstalatif çalışmalar yürütülmüş. Son çalışma bana biraz ürkütücü geldi: Ucuz vitrin mankenlerini alıp, karınlarını, kafalarını falan oyup çiçek ekmişler, bir kadın mankene çiçekten elbise yapmışlar. Gece görsem, gece geç görsem hislerim başka türlü olabilir.
İş yeri su makinelerinde plastik bardağa soğuk suyu doldurup, üzerine az biraz sıcak damlatmak gerekiyor. Çabuk davranırsanız, sıcakla soğuk tam karışmadan içebiliyorsunuz. Nasıl bir dizilmeyse, bir kat sıcak, bir kat soğuk oluyor. Bunun bana bir faydası yok. Zaman hızlı geçmiyor sadece; iş yerinde...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

uzak mesafelerde birbirine tipatip hatta birebir benzerliklerin yasanma olasiligi herhalde yasadigimiz sistemin planlarini acikca ortaya koyuyor.benim tabaklarimin arasindaki wok yagli sechuan soslu yemek artigi ile sizinki arasinda sadece #belki#nitelik farki var..ama islevleri ayni!
buralarda incir agaclari yok...dut agaclari ,bir tane bulabilirseniz ,koruma altinda ve meyve falan da vermiolar..ama bazan taslarin arasinda bile yasam, mücadelesine yesil yesil devam ediyor...gözlemci sifati ile hergün aglarini ellemedigim örümceklerimin pervasizca evimi isgal edislerini izliyorum...ve cümleye ve ile baslanmaz diyenlere inat ben örümceklerimle konusuyorum..noolur misafirler gelcek ,evet siz de biliosunuz pasakliyim ama daha fazla ag örmeseniz diye...tabii bana cozutmus(uzun zamandir kullanmamistim bu sözü big bang razi gele sizden,cümlemizden) diyebilirler ama örümcklerimle konusmamin görmedikleri tanriyle konusan inanirlarin eyleminden daha mantikli oldugunu düsünerek bosa vakit gecirmeyi daha anlamli buluyorum...sevgi saygi D.Q