Pazar, Aralık 17, 2006

x file + y file


Şimdi bana deseler ki, şu köşeye otur, sen söyle biz yazacağız; kalemle, klavyeyle, her neyle ise... Olmaz ki, çıkmaz. Kafam niye sesli olarak çalışamıyor? Sesli olarak çıkanın, sonradan yazılabilme ihtimali var ama. Galiba kafayla, elin aynı vücuda bağlı olması şart.
Bir kere cüzdanımı çaldırdığımda karakolda ifade vermiştim. Şöyledir, böyledir, diye anlatıyorum... Sonra imzalamam için metni bana bir verdiler, tamam adam belli kalıplara göre şekil vermiş, ama çok gereksiz, hiçbir işe yaramayacak da üç beş detay eklemişti. Güya sakladım o kağıdı, ama sakladığım başka bir sürü "cisim"le birlikte kayıp. İfadeyi kağıda geçiren polisin yazdığı hikâye var mı diye merak etmiştim, ama kendisi bir hikâye konusu olabilir, o ayrı.
Uşak'ta Narlı diye bir köy var. 5-6 sene önce Fevzi Can isimli köylünün, bir uzaylı gördüğünü söyleyip, nasıl taşladığını anlatışı haber olmuştu oraya buraya. Fevzi Bey gitmiş ifade vermiş, o da malum kalıplara uyacak şekilde kağıda dökülmüş. Bütün metinde "cisim" diye anlatılan uzaylının nasıl göründüğü, traktörün üzerine gelişi, taşlanışı, sonra "minare boyu" yükselişi; sürükleyici bir metindi. Fakat yazıcı memur işinin ehli de olsa, sözün yetişmediği haller var. Fevzi Can'ın anlattıklarına göre, bir de "robot resim" eklenmişti.
Şimdi oldu.

Hiç yorum yok: