Cuma, Mayıs 11, 2007

Dışarı takım verilmez


Lisede miydim, üniversite başı mı? Bir telefon fihristine ilkçağ filozoflarından girmeye başlamıştım. Bayağı, T harfine Thales girmiş, şunu demiş, bunu demiş, fikriyattan öznel seçmeler... Sonra aynı fihriste gazeteden okuyup okuyup Venezuella Devlet Başkanı, bizim Dışişleri Bakanı, BM Genel Sekreteri her kimse, isimlerini giriyordum. İyi geliyordu, her şey kontrolümde gibi hissediyordum. Düşünce tarihine en baştan başlamıştım, o gün ne olup bitiyor, ona da başka bir aşinalıkla hakim oluyordum sanki. Başbakanlar değişirdi, Savunma Bakanları, ama düşünce tarihi fihristten geçerek yaşadığım güne geldiğinde çift taraftan ne olup bittiğini anlayacaktım. Şimdi öyle düşündüğümü düşünüyorum, öyle bir plan yaptım, düşünülmemiş başlık kalmasın istiyordum diye düşünüyorum. Ancak böyle anlayabilirim diye düşündüm diye düşünüyorum. Fihrist kaldı öyle; kimbilir ne zaman...
Beşiktaş'ta bir 'ziyafet salonu' var. Ziyafetlerimiz için kiralayabileceğimiz bir yer. Hiç bir ziyafete davet edilmedim.
Ziyafet.
Ne acayip bir kelime değil mi, sesli söyleyince.
Eve gelirken taksi şoförü 'Hızlı gidiyorum, ama korkmuyorsun değil mi?' dedi aynadan. Bir ara korkmuştum. 'Otuz yıldır bu yollardayım, öndeki araba takla atsa nereye kaçacağımı bilirim, rahat ol.' Bu nasıl bir telkin?
Otuz iki yıldır bu yollardayım, öndeki araba takla atsa...
Artık elde ne varsa...

Hiç yorum yok: