Salı, Şubat 27, 2007

Doğuştan "Lost Highway"


Otobüste, ben yola paralel koltuklardayım, çaprazımdaki adam, başka bir adama bir şey sordu, telaşla kalkıp düğmeye bastı. Düğmeye basmasıyla, inmesi arasında en azından bir tam dakika var; indi. İnenin soru sorduğu adam "Bana 'Bu durak Beşiktaş mı?" diye sordu, "Bundan sonraki," dedim. Ama o ne yaptı, hemen indi. Laftan anlasa biraz..." Ortaya konuşur gibiydi, kriz anlarında apansız doğan o samimiyet dalgasıyla biri topa girdi: "Ben anladım aslında ineceğini, ama ses etmedim". Beşiktaş gibi ana bir durağın yerini bilemediği için ürkerek soran adamcağızın dediğini yanlış anlamasını doğrudan kendisine hakaret gibi algılamış olan diğeri, tiksinir gibi "Yürüsün, aklı başına gelsin. Daha genç..." diye homurdandı. Genç dediği, en az ellisinde vardı, kaldı ki genç olsa ne olur... "Bu durak Beşiktaş mı?" sorusuyla zaten planlanmıştı her şey. Bu diyaloğa şahit olan eminim üç beş kişi daha vardı, adamı erken indirmek, yanlış durakta inişine ses etmemek, onun aklını başına getirmek için örgütlenmişti kriz anlarında samimileşen, ama erken inenin ensesiden bir araba laf sayan o otobüs insanları.
Beşiktaş'tan Taksim'e gitmek için bindiğim bir takside "Abla tarif etsen, ben karşınının taksisiyim" diyeni görmüştüm. Beşiktaş'tan Taksim yolunu bilmemek için başka bir gezegende direksiyon sallamak icap ederdi ya, ses etmedim.
Yol tarif ederken sağıyla solunu karıştıranlar yüzünden beş insana daha müracaat etmem vakidir. Bir de tam bilmediği halde bunu söyleyemediği için neredeyse kafadan sallayanlar var. "Dimdirek üç mil yürüyeceksin" de, bizzat tecrübe edilmemesine rağmen yol tarifleri top 5'ine girer.
Bir film stüdyosunu ararken yanaştığımız mahalleli geldi aklıma; yolu tarif etmemekle kalmamış, hayatımıza da yön çizmeye yeltenmişti: "Dizi çekecekseniz, ilerde Rahmi Koç Müzesi var, orada çekin..."
Seneler önce şehirlerarası bir yolda, traktörlü bir amcaya yol soruşumuzu hatırlıyorum. Torunlarına masal anlatır gibi başlamıştı: "Şimdi dümdüz gideceksiniz, yol ikiye ayrılacak, sağda sebil bir çeşme vardır, arkasında yaşlı bir çınar var. Oraya sapmayacaksınız. Sapmadan gidin, solda bir benzinlik var, kendin pişir kendin ye yapan bir yer de var arkasında. Siz öbür yana döneceksiniz ama..."
Onun tarif ettiği yolu bulmuştuk ama...

Hiç yorum yok: