Pazartesi, Ocak 26, 2009

Mesleki jest set

Her mesleğin rutiniyle birlikte ruh hali de öğreniliyor. Bir edası, bir mimik, bir jest seti var her mesleğin.
Mesela noter memurluğundan çok çok daha eziyetli işler var hayatta, kim inkar edebilir... Ya da ziyadesiyle sıkıcı olanı... Ama ben yüzü gülen bir tek noter memuru görmedim şimdiye kadar. Kolunu bir yandan diğer yana geçirirken slow motion hissi vermeyen, suratında hakkettiği yerde olamamanın adressiz isyanından beslenen o ekşi ifade yapışık durmayan, yaptığı işin en az bir safhasında püflemeyen, işini yaptığı insanın tam irisine bakan bir noter memuruna denk geldim mi hiç... Patronlarından tiksintileri, "Bütün işi biz yapıyoruz, sadece bir imzayla dünyayı kazanıyor" mesajları nasıl billur; hiçbir fondöten, kirli sakal kapatamıyor. Zaman içinde hoşlanmaya da başlıyorlar zaten bu betlikten, öğle tatilinde, iş çıkışlarında özlerine dönüyorlar.
Tuhaf bir yakınlık da duyuyorum, beni sinirlendirmelerine rağmen habitatlarını koklayarak anlamak istiyorum. "Ablacım ne kadar uzun sürdü" diyor yan masadaki gençten/ daha az tecrübeli oğlana... Ilık tonlamaya rağmen o 'ablacım'ın ne manaya geldiğini üçümüz de biliyoruz. "Word'den aktarıyorum da..." diyor gözünü ekrandan kaydırmadan genç adam. Word'den ne aktarırsın, aktarmak dediğin copy ve paste olayı değil mi...
Parayı verirken, inadına, çok da parlak olmayan bir espri yaptım. Merak ettim ne olacağını. Sarı fönlü saçlarını haifçe yana atarak, yatalak bir hastanın son günlerindeki iyiliği gibi, neredeyse zorlanarak güldü. "Ablacım rahat ol" diyesim geldi; çıktım.

Hiç yorum yok: