Pazartesi, Ekim 13, 2008

Kablosuzluk özlemi


Utandırıcı bir süre uzakta geçmiş hafakan'dan. İnternet erişimi her şey değil, insanın kendisine de erişmesi lazım... Havaş diye tutturan bendim.
Girdiğim ülkeden bir hafta sonra çıkarken, bana "Siz buraya girmemişsiniz, buradan çıkmışsınız" dediler. Suratsız pasaport kontrolcüleri birbirine girdi. Bir yalan kıvırıyor muyum diye hiç çekinmeden alıcı gözle bakarken bana ara ara, bir yerlere telefon ederken kırmızı yanaklı Alman, alnı boncuk boncuk terledi. Kıvıracaksam da böyle yalan olmaz, girerken çıkarmış gibi yapılmaz, içi eriyerek üç kez özür diledi. Özür dilemek harddisklerinde yok. Ben bir haftalığına hiçbir yerde görünmenin keyfini yaşadım o esnada, arkamda dizi dizi uzanan benim gibi EU vatandaşı olmayanlar küfretmeye başlarken yavaştan, pasaportumda bir hafta arayla iki kez çıktığım ülkenin sayfasını diğerlerinden daha çok sevdim.
İki üç hafta arayla bikini ile yün hırka- mont- atkı üçgenini tatmış beden biraz vitamin kudretiyle ayakta duruyorsa, biraz da ne için olursa olsun bir müddet wireless dolaşmış olmakla dinç. 'Kablosuzluk özlemi' bir grup ismi olabilir mi?
Döndüm; kaloriferler yanmış. Döndüm; süt mısırcıların bir kısmı toptan kestaneye, bir kısmı ikili sisteme geçmiş. İzlanda'nın batışı zaten her yerde mevzu; bir komiklik... Sanki vaziyet burada farklı. Olay basit: Amerika yenilince, biz de yenilmiş sayıldık. 'Ben oraya hiç girmedim' desem...

Hiç yorum yok: