Cuma, Ocak 04, 2008

Legolar ve küçük adamlar

Danimarka'nın en zengini kim? Bize ne?
İsmi Kjeld Kirk Kristiansen. Kendisi Ole Kirk Christiansen'in torunu. Soyadındaki C'nin nasıl K'ye döndüğünü bilmemekle birlikte, dedesinin kurduğu şirketi 1979'dan 2004'e kadar yönettiğinden haberdarız. Bahsi geçen şirket de 'Lego'...
Bugün, Legocuların şimdiye kadar dünya üzerindeki her canlının 62 parçaya sahip olabileceği nicelikte Lego ürettiğini okudum. Acayip bir aritmetik gibi geldi.
Google'da grafik aramasına Lego'nun yanına aklınıza gelen bir kelime seçip yazın, mutlaka bir yaratıcılık nişanesi çıkıyor ortaya. 'Lego art' ciddi bir ara sokak... Sadece legoyla çalışan sanatçılar mevcut. Lego mantıklı dekorasyon alternatifleri... Lego değil, lego yani artık.
Benim aklıma önce The White Stripes'ın 'Fell In Love With a Girl' klibi gelmişti. Sonra bakınırken lego teşbihli İncil bile gördüm.
Bahsettiğim birçok işte insan faktörü Playmobil serisinden. Aslında birbirine rakip iki şirket. Bizde 'Mini Mekanik' diye satılıyordu bunlar, hâlâ da öyledir, benim ilgi alanımdan çıkmış. Bir de eczanelerde satıldığını hatırlıyorum.
Bir erkek kardeşle büyüdüm, o zamanlar için aşılmaz görünen 5 yaş farkını sadece legolar ve mini mekanikler (benim kardeş 'küçük adam' derdi) kapatırdı. Çünkü çok acayip searyolar kurabiliyorduk.
Aklıma lüzumsuz yere bunlar düşünce sitelerine baktım. Bir kere olaylar ne kadar detaylanmış. Bizim kovboy setimiz vardı, yerlilerimiz vardı, benzinci seti, inşaatçılar, madenciler falan vardı. Zamane küçük adamlarının 'havaalanı' başlığı forklift ve kargo girişi gibi mikro mizansenlere kadar genişlemiş.
Bunun dışında yepyeni bir 'modern life' serisi dikkatimi çekti. Seri, bizim hayat bilgisi kitapları gibi. Kadın playmobil ütü odasında, kadın playmobil bebek odasında, erkek playmobil ayağında tokyoları duştan çıkıyor. (Duşakabin mevcut) Çekirdek bir playmobil ailesi parkta geziyor... İçim bir kötü oldu.
Küçük adamlar değişmiş; küçük adam değişmiş. Göremedim mesela madencileri...

1 yorum:

yavuzy dedi ki...

ben de bunlarla oynayarak büyüdüm yahu... bak şimdi, kötü oldum birden. teşekkürler yazı için...