Pazar, Kasım 25, 2007

Adınız ve en zayıf yönünüz


Çok zaman geçmiş. Yazayım diye aklıma düşenler çok mu mühim görünmedi gözüme? Buna he demek, daha önce yazılanları mühimsemek olur, ona da gelemem.
Belki muayyen bir dönem, şöyle ki... Hayatımda bir kere galiba CV'li bir iş görüşmesi yaptım, yeni kurulan bir yayıneviydi. Bir insan kaynakçısı ile yayınevinin fikrî başı olacak kişi beni toplantı odasına almışlardı. Bir yerde insan kaynakçısı 'Sakın yanlış anlamayın lütfen, bunu sormak zorundayım' diyerek annemin babamın neyle iştigal ettiğini sormuştu. Sorunun luzumluluğunu tartmaktan önce, adamın bu kadar eğilip bükülmesine mana verememiştim. Sonra level atladım, yuppie büyük patronla görüştürüldüm. Duvarlarında çağdeş Türk ressamlarından orijinal eserler ve masasında economist dergisi bulunan şahıs bana son çalıştığım derginin kaç gram kağıda basıldığını sormuştu, bir yazı işleri müdürü olarak bilmem gerekirmiş. Türk medyasının yapısını hatırlatma ihtiyacı hissettim kendisine, kaç grup olduğunu, yazı kısmından mesul olanların gramajla falan ilgilenmediklerini, onunla ilgilenen başka birimler olduğunu, bir fikrim olsa da 'ya üç gram eksiğine bassak' diye bir öneri götüremeyeceğimi... Neticede o işe alınmadım, ama zaten yayınevi de senesini dolduramadı.
Diyeceğim o ki hiç Avrupalı bir CV'im yok. Çalıştığım bütün işleri alt alta yazsam, yandan kaynakları, onu bunu, ortaya (daha afili deyişleri vardır bunun insan kaynakçısı dilinde) maymun iştahlı, bir yerde sebat edemeyen bir tip çıkıyor. En uzun çalıştığım yer bir buçuk sene(ydi). Bütün bunda çalıştığım yerlerin kapanması gibi etkenler varsa da, istifa müessesesinden de ziyadesiyle istifade etmiş bir kişiyim. Sebepleri muhteliftir; ferahlık kırıtısını tebdil-i mekânda arama temayülümü inkar edemem. Muayyen dönem dediğim de o, son çalıştığım yerde bir buçuk seneyi geçtim, kurtlanıyorum.
Fakat bu kez içimi daraltan sistem içi çözüm arayışlarından yılmış olmam bir miktar. Seinfeld'in bir bölümünde George Costanza'nın daha önce yaptığı her şeyin tersini yapmak üzerine kurulu bir felsefe icadı vardı. Her zaman yediği sandviçin de tersini yiyor, dişilere de daha öncekinin tersi gibi davranıyor, iş görüşmesinde de hakeza. Nihayetinde hayatta saadeti böyle yakalıyor, tersi olarak.
Şu sıra iş görüşmesi yapmaktan bitap düşmüş bir arkadaş, en dandik yerde bile aynı şeyin sorulduğunu söylüyor: 'En zayıf yönünüz'. Oturuyorsun, tokalaşmandan, kıyafetinden mana okuyorlar, sonra pardon en zayıf yönünüz? Ne dersin ki! Dürüst olayım, iki dakika düşüneyim desen bile, nasıl bir cevabı olabilir bu sorunun? Ayrıca sana ne? Büyük holdinglerden, en küçük işletmeye kadar eleman alımında moda olan bu sorunun bir de moda cevabı varmış: Çok mükemmeliyetçiyim! Bu anahtar cümle. Haa, bak ne hoş, kılı kırk yarıyor, ama hepsi işin daha iyi olması için... Bu yalan senaryo her gün yüzlerce iş yerinde tekrar ve tekrar ve tekrar canlandırılıyor.
Seinfeld'in bütün bölümlerinin senaryolarını buradan okumak mümkün, iyi geliyor. Onun dışında kurtlanıyorum, lakin ufff bilmiyorum. En zayıf yönüm bu...

Hiç yorum yok: