Perşembe, Nisan 01, 2010

Hastanın öyküsü

Hayatından bezmiş, işi göz olduğundan derdinin durup dururken bir de ikiye katlandığı, en azından bu nemrutlukta konuşan, yürüyen ve duran doktorun elime tutuşturduğu kağıdı girişteki kıza vermem gerekiyordu. Yürürken hızla göz attım. İsim, yaş zart zurt dışında "Hastanın şikayeti/öyküsü" diye bir madde vardı. İçi kurumuş doktor ben hasta için "Uzağı iyi göremiyor" yazmış. İlkokul 4'ten beri, evet.

Daha bunu okumadan evvel, içerideki halinden, benim muhtemelen hava güzel diye ekleme lüzumsuzluğu gösterdiğim bir iki hafif lafa tersi bir mevsimden cevap verince, benim de içime bir bulut çökmüş, tam çıkarken "Çok mu mutsuzsunuz?" demek istemiştim adama. Çok Yavuz Özkan filmi olacaktı. Ayrıca bu adam "Hayır" der beyaz önlüğüyle florasan beyazında kendini karşımda yok edebilirdi. Zaten bana ne...
Fakat "Uzağı iyi göremiyor"... Sen yakını görüyor musun be adam?

Sonra Yedi Sekiz Hasan Paşa'dan ıspanaklı kurabiye alıp Kambur'un Bahçesine oturdum. Elimdeki kitaptan daha ilginç bir muhabbet geldi kulağıma. Yan masada önlerinde üniversite hazırlık kitapları açık üç kız Ermeni soykırımından konuşuyordu. Biri "Olayları kişisel almamak lazım. Benim de ailemde Ermenilerden kaçarken kendini yanan tandıra atan var" dedi. Laf dolandı, diğeri "Ben Zazaca biliyorum ama az" dedi, "Adın ne demeyi biliyorum. Bir de 'Yaşasın 1 Mayıs' demeyi"...

Bütün dinlediğim yan masalar, hakkında yazdığım bütün doktorlar bir gün beni bulup hesap soracak. Uzağı görüyorum.

1 yorum:

Unknown dedi ki...

ben bugün müzik dinlerken arkamda oturan iki kadının muhabbetinden baktım dinleyemiyorum, onları dinledim. ama hiçbişiy hatırlamıyorum.

of dinlemek de ayıp ya.. nesi ayıp diye sorsan söyleyemem. sonuçta ortak alan, konuşulanlar da orta malı. ama ne bileyim yine de kendini suçlu hissediyor insan. ama dinlemek iyi geliyor.. hem malzeme çıkıyor bişeyler karalamak için hem de uzaktan bakma fırsatı yakalıyorsun kendine, muhabbetine. çünkü eninde sonunda benzer şeyleri konuşuyoruz ve ben bazen ne kadar saçma şeyler hakkında konuşuyoruz diye şaşırıp kalıyorum..
bazen de insanların yüzlerini görmekten, seslerini duymaktan öyle yoruluyorum ki.. insanlıktan çıkasım geliyor. başka bi forma geçmek.. belki.