Cuma, Şubat 20, 2009

Hakiki karasal iklim

Abbasağa'daki Fırın Sokağı bomboş görsem ürkmem, ama natura icabı civcivli, çığlık çıngıraklı, kalabalık, gürültülü, insanlı bir yeri sükunet içinde görmek ürkütüyor insanı. Issızlık batıyor, temkin sinyalini çaldırıyor.
Bir kış günü bir lunaparktan geçtiniz mi hiç? Yaz vakitleri beş saniyede bir insan gırtlaklanıyor sesleri uzaktan ve yürürken rota değiştirmenizi icap ettiren kalabalık yakından, nasıl normal geliyor oysa ki...
Gece vakti Mecidiyeköy'de de böyle bir karasal iklim tezatı vardır. Saat 10 olmadan ana yoldan çatallanan caddeler çıkmaz sokaklaşır. Ara istasyonlarda durmayan ekspres tren misali, otomobillere mahsus bir diyara döner en fazla.
Sirkeci de kılık değiştirir geceleri; tenhalığında daha göze batar az sayıda insan. Gündüz dışarı çıkamayan kaçak Afrikalı satıcılar dökülür seyyar brandalarla. Kırgız mıdır, Özbek midir, çekik gözlü amcalar içi yünlü güderi patikleri salıverirler gece yarısına doğru kaldırımlara. Tuhaf bakarlar yanlarından geçerken. Acele işi olmayanlara, aylaklığın da illegalini yaptıklarından sanki, gündüz ortalıklara çıkmayanlara kalır Sirkeci.
Tabiatı itibarıyla şen insanların suskunluğu da kış vakti lunapark gibidir, gözüne girer insanın, panikletir muhatabı. Bazı insanlar Beyoğlu gibidir, suskunluğundan korkmak gerekir. Her mevsim, her saat ne yapacağı belli olmayan bir Kadıköy haletiruhiyesi daha sağlamdır aritmetiği çıkıyor buradan. Ya da doğrudan ol Menekşe İstasyonu... Temiz...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

oldum :)

Adsız dedi ki...

hem kadıköy,hoştur,yahşidir güzeldir de. bir "aylak adam müridi" olarak
sahaflar, balık çarşısı,sakızgülüğü sokağı ve bahariye rotasında moda yolu olmayı yeğler, istasyon olarak da suadiye istasyonu'nu tek geçerim.zira en güzel kızları bu güzide istasyonumuz ağırlıyor.ha olmadı püfür püfür bir vapurun kenarı olmayı isterim. olabildim mi? eh bazen.