Altı günlük Şanghay seferinden elimde 'naber' manasına gelen 'ni hav' ve 'teşekkür' karşılıklı 'şi şi' ve bir sürü çer çöple döndüm. Daha önce Hong Kong'u görmüşlüğüm vardı; Discovery Channel izler gibi dolaşmıştım, lakin yine de Şanghay kadar acayip gelmemişti. Bir tutarlılıktı belki de beni sakinleştiren. Sokaklarda gerçekten o bilmemkaç bin gökdelende çalışan yuppieleri, 0.5 kalem uçlu topuklarıyla yaylanan estetikli profesyonel iş kadınlarını çok daha fazla görüyordunuz; yoksulluk saki daha istinaydı. Sokaklarda grafittiler vardı, metro duraklarında çekik gözlü punklar... Doğrudan Batı eliyle geldiğinden, daha kitabi bir kapitalizm Uzakdoğu fonuna oturmuştu. Şanghay'da ise aynı high-tech silüet, alışveriş merkezleri, marka bolluğu, kitabi olan her şey var, fakat insanlar başka türlü bakıyor. Mesai saatleriyle birden oynanması, gazetelerde birden bir kelimenin yasaklanması gibi, o cebri hali sokakta dolaşanların yüzünde çok çabuk okuyorsunuz. Bir şehri altı günde ne kadar tanırsınız da ukalalık edersiniz... Ama işte fay hatları gün gibi ben buradayım diyor.
Vitrin mankenlerinin hiçbiri Çinlilere benzemiyor. Televizyon ekranlarında prim yapan belli ki bir Çinli ile olmayanın mamulu genç kadınlar, erkekler... İlhan Mansız'ın oralardaki süksesini anlamak kolay. Çünkü bütün jönleri, çekik değil ama uzun bir uykudan yeni uyanmış gözlü erkekler. Denizden çıkan her şeyleri çok şahane. Kutusuna kanıp aldığım kurabiyeler et sulu çıktı, ama olsun. Bir binanın üçüncü katındaki, duvarları kadifelerle kaplı, kristal toplu, pavyon ışıklı arada duman üfletilen barda geleneksel ipek bir kıyafet içindeki dal gibi Çinli kızı Kylie Minogue'dan 'Can't Get You Out Of My Head'i söylerken bulmak daha şahane bir rastlaşma... Her saniyesinde Mao'nun halkı selamladığı bir saatim var, o yasemin çaylarını nasıl öyle düğümlüyorlar hâlâ anlamış değilim.
Şanghay'dayken hafakan'a erişilemiyordu. Hangi sakıncalı kelimeyi kullandığımı bilmiyorum. En son Çin'e gidiyorum, noolur uçakta topkek versinler demiştim, sakın ha!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder