Pazartesi, Şubat 01, 2010

İlk 20, sonraki 40

Evlendirme programlarının birinde bir adam, yaşlı bir adam... 64 yaşında oğlu var mesela; öyle... Yaşlı da ne zayıf, ne haybeci bir sıfat.
Mikrofonu titreyerek tutuyor ama reklam öncesi orkestra coşmalarında oynar gibi, göbek atar gibi, adım atmaya bir hafta kalmış çocuğun teytey yürüyüşü gibi birtakım kültür fizik hareketleri yapıyor. İş bitmemiş havalarında, başka çaresi yok.
Diyor ki adam evliliği sorulduğunda: "İlk 20 sene iyiydi de, sonraki 40 sene fena..." Boşanalı da 20-30 sene olmuş. Rakam yuvarlama hakkı kendisindedir.
Bu zaman birimlerini duyunca ben fena oldum asıl. O fena geçen sonraki 40'ın telaffuzu ibrelerimi şaşırttı.

2010 yılında 7,5 yaşında olan bir kız çocuğunun odasındayım. Barbie gardırobu, Bratz kızları, yine öyle koca kafalı bir seri daha... Dolabının üzerinde bir yaşında çocuğunki büyüklüğünde bir oyuncak kafa gördüm, upuzun, gür sarı saçlı; omuz başları var, ama kol yok, bir buluntu antik heykeli gibi... "Bu ne?" dedim, hiç anlamadım çünkü. "Saç tasarım büstü" dedi. Böyle bir üretim yapılmış kuaförcülük oynamaya bayılan kız çocukları için. 95 lira. Bir de oyuncak yazar kasası var mesela hiç anlamadığım. Bayağı düğmeye basılınca para çekmecesi açılıyor, kendi paraları var, barkod okuma aleti var ucu kızıl ötesi ışınlı... Barbielerine kokteyl elbiselerini giydirip, etollerini omuzlarına atıp sonra kasiyerlik oynuyor.
Bu sene Hello Kitty çantaları modaymış, çekçekli çantalar bitmiş.

Bizim saplı kösele çantayla gittiğimiz, koridorlarına talaş serpilmiş, kantin değil de 'kooperatif'te 4.-5. sınıf öğrencilerinin sırayla teneffüslerde açma sattığı, o kızla aynı yaşta olduğum sene 1982'ydi. İlk 10 sene fenaydı, ondan sonraki 20 daha da fena...
O anlattığım adam gibiler, nasıl katlanıyor bir çocuk gördüğünde kendi o yaşta oluduğu yılları hatırlamaya. İki resim arasındaki yedi benzerliği bile bulamamaya...

2 yorum:

Zeynep Kıvılcım Şenyüz dedi ki...

bu süpermiş işte. bunda varmış o eski özlediğim hafakan ruhu...

Adsız dedi ki...

Son haftalarda okuduğum en 'hatırlanacak' yazı.