Cumartesi, Mayıs 09, 2009

Paramparça köpekler, kediler

Bizim duymadığımız bir frekanstan sinyal alır gibi, ortalıkta hiçbir tehdit, kıpırdayan yaprak yokken, bir kedi gerilmesi vardır. O emindir, sokağın köşesinde yok yere bir kasılır, sanki bir pist diyecek, sanki biri üzerine bir köpek salacak, sanki biri canına kast edecek... Hiçbir şey olmadığını test edince, tek başına yürürken ayağı takılan insanların birden onu izliyor varsaydığı dış dünyaya yaptığı gülmeli, "Hay Allah"lı konuşmaları andıran bir kedi genişliğiyle etrafına bakınıp yoluna devam eder.

Tasmanın kendisi bir iş kabul edildiğinden belki camialarında, sokak köpeklerinin 12'de bir toplantıya yetişmem lazım ciddi koşturması, şu an çok meşgulüm bakışı hiçbir sahipli köpekte bulunmaz. Azametli cüsseleri, kapışsalar iki kat geniş çeneleri vardır ama tasmalıları bilmedikleri bir minderde kündeye getirmek isterler sanki. Onların işleri vardır, tasma boyundan uzaklarda onları bekleyen bir şey vardır. Gıdı mıncıklamasına, pati tokalaşmasına lüzum da, durum da yoktur. Çocuk yuvasında yetim gibi, özel üniversitede burslu gibi, fabrikatör kızı Hülya Avşar'ın partisinde yoksul Orhan Gencebay gibidirler.

Bazı mahallelerin kedileri kuru mamaları ağaç dibinde biten yabani ot sanırlar. Başka mahallelerde çöp tenekesi tırnaklayanları anlamazlar. Bu hayatı kendilerinin seçtiğini, kasap önü yaltaklanmalarının kediliklerinde bir eksikliğe tekabül ettiğini düşünürler. Onların da sokak başı paranoyaları vardır birden kasılmalı. Kedi bilinçaltlarında ağaç diplerinde bir gün kuru mama bulamamaktan korkarlar, yabani ot olmadığını bilirler de bilmezden gelirler.

Bir kilometre ötede havlayan bir sokak köpeğini karşılıksız bırakmaz bir sokak köpeği. Halden anlıyorum, seni biliyorum, buralardayım, der boşluğa canhıraş saldığı bağırtılarıyla. O sırada yanlarından geçenlere "Ben de yalnız değilim" sinyalidir bu. Onların da bir yerlerde sevenleri vardır.

Bana öyle geliyor olamaz.

Hiç yorum yok: