Salı, Aralık 18, 2007

Gmail hafızası

Benim için internet temelli iletişim, bir hotmail adresiyle başladı. Yaratıcılık sıfır, isimlerimiz çıplak halleriyle tabii ki daha önce kapıldığından, ne olsun, ne olsun: Ahu ismine 74, ben 75 eklemiştim. Tipik doğum tarihli hotmail adresi... Hâlâ kullananlar var bu modeli, hemen anlıyorum '90 ortalarında onları o adresleri almaya iten saikleri.
Sonra yahoo'ya geçtim, sevdiğim bir roman kahramanının adıyla. Çok afilliydi, ama telefonda söylemesi, lüleburgaz, ordu falan diye fena uzuyordu. Bayağı bir zamandır, ismim ve 6 yaşındayken kendime seçtiğim alternatifinden müteşekkil bir gmail adresi kullanıyorum. İş yeri tarafından açılan e-mail hesaplarının, bir istifayla sıfır kontakta indiğini bildiğimden iş için de, kendi yazışmalarım için de aynı adres... Lafı olanın turuncuya döndüğü küçük kutucuklarda onunla bununla bağlantı da cabası... Geçenlerde biriyle gtalk'ta 'konuşurken' not etmem gereken bir ismi yanımda her daim hazır bulunan defterime kaydetmedim. O an gmail'deki mail ve chat 'history'me ne kadar güvendiğimi farkettim. Sonra girerim dedim kendi kendime, tepeye anahtar kelimeyi yazar ilgili 'sohbeti' çıkarırım. Aslında bunu bile demedim.
Sonra sandığımdan daha fazla kullandığımı farkettim bu fonksiyonu. İlla mecburiyetten, 'aman nerede bu mail' sorunsalını çözmüyordu bu hizmet, gmail benim hafızam olmuştu sanki. Korktum. Bunu bana kim söylemişti? Şaşırır ya bazen insan, söylendiği anı hatırlamaya çalışır. Gündüz mü gece mi, etrafta müzik var mı, içerisi mi dışarısı mı? Ama gtalk'da bir an yok ya da bütün anlar birbirine benzer. O yüzden aslında gerçekten mi ihtiyacımız var gmail hafızasına?
Hotmail zamanlarında bir sabah mail kutumu bomboş bulmuştum; hâlâ bir esrardır benim için. Bir gece önce kafam çoook başka bir yerlerde ben mi becerdim, yoksa... Çok kötü oluyor insan, söyleyeyim.
Şu anda içinde 1000'den fazla mail ve sayısını tam olarak veremediğinden her kişiyle 'hundreds' diye özetlediği, bir sürelik sosyalleşme tarihim uzayda bir yerde duruyor. Sabah inbox'ı boş bulmaktan daha fazla korkuyorum, hatırlayamayacağım daha fazla şey var gibi.

En zevkle yaptığımdır fikrimi anında çürütmek: Çöp ev diye meskenine belediyenin daldığı kimse de durumun çöreklenişinden haberdar değildir neticede. Hatırlayabildiğimle de pek güzel yaşarım.

Hiç yorum yok: