Hikayeye sonra geri donmesi daha kolay; q klavyeli habitatlarda yaya gecitleri daha fonksiyonel. Geldigim yer Yunan Umit Besen'inden "Pasaport" isimli calismayi uzo'yla suladigimiz bir ev. "Pasaportunda beni sevmedigin yaziyor" diyor Umitis; vize alamamis. Onun oncesi, Beyoglu ilcesi buyuklugunde bir Hollanda sehri. "Is seyahati" fiyakali geliyor kulaga; jazz muzigi gibi... Halbuki buradaki makam hepten hip hop. Yirmi kadar gazeteci hipten hoptan konusuyor; yeni punk mi, adi coktan hip pop mu? (Bir an soru isareti yok sandim yabancisi oldugum klavyelerde!)
Mesela Hollandali bir hip hopcu kilisede baslamis, konserde kabak dolmasi dagitan bir Sirp grup varmis. Polonya'da genclere dini bir metni rap yapin demisler; "Oo Mary, cok cool bir oglun var, limoya binmekte gozum yok, ama piyangoyu bana cikartsa ya" diye cover yapmis. Finlandiya'da hip hopcularin hepsi okumus cocuklar, Portekiz'de Ingilizce'den oz lisana yeni gecilmis.
Hikayeye sonra geri donmesi daha kolay. Geldigim gibi donmesini de bilirim. Simdilik "Roken is dodelijk".
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder