Bir saatten sonra dolmuşlara sadece sarhoşlar biniyor, sallanacakları yoksa bile, sarhoşlukları anlaşılmasın diye çevreyolunun selülitsiz yollarında yine de sallanıyorlar -çevreyoluna kadar arazi engebe... Giderken, daha dolmuşa binmemişken de bir sarhoş yol kesti, "Hayat seni kazanmış, sen de beni kazansan ne olur" dedi. Virgülün hangi kısmına kafayı taksan bir tek sek tekirdağ, duble yaş üzüm ya da...
Ta ne zaman ön koltuğuna kurulduğum bir dolmuşta, pek gece vakti, belli ki köprüden geçiş yirmi sekiz saniye sürecek, elimi emniyet kemerine attım. Çekiyorum kemer gelmiyor. Şoför bana bir sürpriz yapmış gibi, pürneşe döndü, "O gelmez" dedi. Emniyet kemeri süsü vermiş sadece, on santim kadar kemer parçasının ucunda demir dalgametre... Google'da bunu ne diye aramalı?
Bir satten sonra sokaklarda sadece dolmuşlardan inen sarhoşlar kalıyor, ayık şoförler nohut-pilava "suyundan bol koy" hayaliyle durağa gazlıyor.
Onca yoldan sonra duble çaykur çay çiçeği; tomurcuklu... Neyin emniyeti?
1 yorum:
ilgili post ile çok ilgili yorum:
hafakanlar bayadır basmıyor mu pınarbihter?
Yorum Gönder